Toplumsal Ahlak Alarm Veriyor, Teşhircilere fırsat verilmesin

Vatandaşlar, teşhirci giyim biçimlerinin özellikle gençler arasında normalleştirildiğini, bu durumun iffet, edep ve mahremiyet algısını yok ettiğini belirterek, yetkililere açık çağrıda bulunuyor: “Bu toplumu değerlerinden uzaklaştıran yozlaşmaya dur deyin.”

Teşhircilik Suçu: Türk Ceza Kanunu Ne Diyor?

Kamuya açık alanlarda vücudun mahrem bölgelerinin sergilenmesi, yalnızca ahlaki değil, aynı zamanda hukuki açıdan da suç teşkil etmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesi bu konuda nettir:

TCK Madde 225 – Hayasızca Hareketler (Teşhircilik)
“Alenen hayasızca harekette bulunan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu hüküm çerçevesinde, kamusal alanlarda bedenin mahrem bölgelerini sergileyerek halkı rahatsız eden davranışlar “teşhircilik” kapsamında değerlendirilmekte ve cezai yaptırım öngörülmektedir.

Ancak buna rağmen, yaz aylarında sokaklar, toplu taşıma araçları, parklar ve alışveriş merkezleri bu tür görüntülerle dolup taşmakta, halk bu konuda herhangi bir yasal denetim yapılmadığını düşünmektedir.

Toplumdan Yükselen Ses: Harekete Geçin

Geniş kesimlerin paylaştığı kaygılar şu noktalarda toplanıyor:

• Ahlaki yozlaşma: Giderek artan beden teşhiri, gençlerde mahremiyet algısını zedeliyor.

• Aile yapısının bozulması: Açıklık üzerinden kurulan ilişkiler, sadakat ve edep temelli birlikteliklerin önüne geçiyor.

• Çocukların korunması: Mahremiyet duygusu tam gelişmemiş çocukların, bu tür görüntülere maruz kalması psikolojik etkiler yaratabiliyor.

• Kadına bakışın bozulması: Kadının kişiliği yerine bedeni ön plana çıkarılıyor, bu da cinsiyetçi ve istismarcı bakış açılarını besliyor.

• Kamu huzurunun zedelenmesi: Toplumun inançlarına ve değerlerine ters düşen bu davranışlar, kamusal alanda huzursuzluk oluşturuyor.

Yetkililere Açık Çağrı

Toplumun huzurunu, çocukların geleceğini ve geleneksel değerleri korumak adına yetkililere yönelik talepler şu şekilde sıralanıyor:

• TCK 225. madde kapsamında teşhircilik suçuna karşı denetimlerin sıkılaştırılması

• Kamusal alanlarda ahlaki sınırları aşan giyim tarzlarına karşı net ve caydırıcı düzenlemeler yapılması

• Medyada beden teşhirini özendiren içeriklere karşı RTÜK ve ilgili kurumların daha dikkatli hareket etmesi

• Milli Eğitim, Aile Bakanlığı ve Diyanet iş birliğiyle gençlere yönelik mahremiyet, edep ve tesettür konularında farkındalık çalışmaları yapılması

Sonuç: Sessiz Kalmak Değil, Adım Atmak Gerek

Yarı çıplak giyinmenin “özgürlük” adı altında normalleştirilmesi, bireysel haklar kadar toplumsal sorumlulukları da ilgilendiren bir meseledir. Bu konuda halkın beklentisi, sadece bireysel tercihlere saygı gösterilmesi değil; toplumun inançlarına, değerlerine ve çocukların ahlaki gelişimine yönelik tehditlerin önlenmesidir.

Yetkililerden beklenti açıktır:
Toplumun ahlaki yapısını tehdit eden bu gidişata karşı, kanunların işletilmesi, denetimlerin artırılması ve toplumsal değerlerin korunması adına gerekli adımların atılması elzemdir.