Bu nedenle; kadınlarımızın toplumsal hayatta kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, bilimde, sanatta, siyasette kısacası her alanda daha etkin rol almaları toplumsal kalkınmamıza hız verecektir. Günümüz toplumlarında, gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biride; o toplumdaki kadınların özgürlüğü, saygınlığı, üretim ve yönetimdeki yeri ile ölçülmektedir. Geçmişten günümüze baktığımızda Türk kadını tarihimizin her evresinde toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer almış, feragat ve fedakârlıkların en yücesini yapmışlardır. Kurtuluş Savaşında; kanını, canını, emeğini ve evladını memleketin kurtuluşuna ve bağımsızlığına adamıştır.
Her ne kadar 8 Mart kadınlar günü olarak kutlansa da bu bir günlük kutlamayla geçiştirilecek bir konu değildir. Kadın anadır, bacıdır, eştir, sevgilidir. Kadın yuvanın merkezidir. Kadın insanın cennete girmesine vesile olan kişidir. Bu nedenle bu kutlamalar bir gün değil günün her saatinde yılın her gününde kadınlarımıza saygı göstermek boynumuzun borcudur. Şiddetin olmadığı, töre cinayetlerinin olmadığı, insanların insanca yaşadığı bir dünya dileğiyle bütün annelerin ellerinden öperim.