Türk milleti en iyi, en kaliteli hizmetlere layıktır. Ancak, bedeli en pahalı bir şekilde ödettirilmemelidir. Zaten, muayene parası, reçete parası, kutu parası, ilaç parası, katılma payı diyerek alınan paralarla ve yapılan kesintilerle çalışanların ve emeklilerin maaşını kuşa çevrilmektedir. Vatandaşın artık hastanelere ilave fark ücreti vermeye takati kalmamıştır.
Bu projenin perde arkasında şehir rantlarının paylaşımı yatmaktadır. Şehirlerin en yüksek rantının bulunduğu mevcut hastanelerin yerlerinin birilerine pazarlanması sözkonusudur.
Yapılacak iş ve işlemler kamu ihale mevzuatı dışında tutulmakta, ihalelerin dilediğine verilebileceği ortam hazırlanmakta, ihalelere açıkça fesat karıştırılmaktadır.
Yabancı finans kuruluşlarınca sağlanan krediler için de Hazine garantisi verilmektedir. Bu uygulama, şirketlere gözü kapalı kredi verilmesine neden olacaktır. Şirketlerin batması yada başka bir nedenle işi bırakması halinde faturayı hazine, dolayısıyla vatandaş ödeyecektir.
Beyler, vereceğiniz yerler babanızın çiftliği, ödeyeceğiniz paralar da babanızın parası değil. Bunlarda saçı bitmemiş yetimin bile hakkı var. Bunun vebalini ödeyemezsiniz. Bunun hesabının her iki dünyada da mutlaka sorulacağını sakın unutmayın.
Sağlık çalışanlarının döner sermaye gelirleri emekliliğe yansıtılmalı
Sağlık çalışanları döner sermayelerin emekliliğe yansıtılmaması nedeniyle emeklilikte mağdur edilmektedir. Türk Sağlık-Sen’in yaptığı araştırmaya göre; sağlık çalışanlarının sadece yüzde 1’ninin emekli maaşları ile geçinebileceğini düşünmesi döner sermayelerin emekliliğe yansıtılması talebinin nasıl bir ihtiyaç olduğunu gözler önüne sermektedir.
Sağlık çalışanlarının hem memnuniyetini artırmak hem de geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak için döner sermayenin hekimlerde olduğu gibi diğer sağlık çalışanlarının da emekli aylığına yansıtılması için kanuni düzenleme yapılması gerekmektedir.
Sağlık çalışanları yediği dayaklarla değil, kurtardığı hayatlarla gündeme gelmeli
Türk Sağlık-Sen’in yaptığı bir araştırmaya göre sağlık çalışanlarının yüzde 62’si fiziki ve sözlü şiddete maruz kalmıştır. Hastanelerde her yere kamera konuldu ama bu şiddeti önlememekte, şiddetin sadece medyada seyrine imkan sağlamaktadır.
Şiddetin önüne geçilmesi için caydırıcı cezalar getirilmesi ile ilgili düzenleme yapmaktan, çözüm için somut bir adım atmaktan niçin imtina ediliyor?
Sözleşmeliler, 4/c’liler, geçici işçiler ile taşeron firma elemanları kadroya atanmalı
Temizlik işleriyle başlayan taşeronlaşma bugün ameliyathanelere kadar uzanmıştır.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde 4/A’lı, 4/B’li, 4/C’li, 4924’lü, 209 sayılı Kanuna tabi sözleşmeli, vekil ebe hemşire, Aile Hekimliği’nde sözleşmelilik, Kamu Hastane Birliklerinde sözleşmelilik gibi farklı mali ve sosyal haklara sahip 8 istihdam modeli uygulanmaktadır.
Aynı işi yapan fakat farklı mali ve sosyal haklara sahip personel çalıştırılması hakka ve hukuka sığmadığı gibi çalışma barışına zarar vermektedir.
MHP olarak devletin asli ve süreklilik arzeden görevlerinde çalıştırılan sözleşmelilerin, 4/C’lilerin, geçici ve mevsimlik işçiler ile taşeron firma elemanlarının kadroya atanması konusunda verdiğimiz kanun teklifi Komisyonda görüşülmeyi beklemektedir. Gelin bu düzenlemeyi yapıp çalışanların mağduriyetini giderelim, haksız uygulamalara son verelim.
AKP Hükümeti kadroya alacağım diyerek sözleşmelileri sürekli oyalayıp durmaktadır. Anlaşılan o ki yine seçim arafesinde rüşvet mahiyetinde bir düzenleme yapılacaktır. Ben inanıyorum ki yıllardır kadro beklemekten yorulan ve mağdur edilen sözleşmeliler buna kanmayacak ve sandıkta AKP’nin defterini dürecektir.
