Parkinson sinsi ve yavaş seyreden bir hastalık olduğu için uzun süre fark edilemeyebilir. Hastalık on yıl gibi bir süre boyunca sürekli ilerler. Ne ölümcül bir hastalıktır ne de felce neden olur. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu durum tüm vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık 40-75 yaşları arasında sıklıkla da 60 yaşın üzerinde başlar. Tüm Parkinson hastalarının sadece %5 ile 10'unda hastalık başlangıç yaşı 20 ile 40 arasıdır. Genç yaş grubundaki hastalarda genetik nedenlerin araştırılması gerekir.
Hastalığın temel belirtileri, hareketlerde yavaşlama, titreme, kaslarda sertlik, duruş ve denge bozuklukları olmakla beraber, klinik tanı için hareket yavaşlığına diğer üç ana belirtiden birinin eklenmiş olması yeterlidir. Kişide titreme, el yazısında küçülme, koku duyusunda kayıp, uyku sorunu, hareket etmede ve yürümede zorluk, kabızlık, düşük ses tonuyla konuşma, maske yüz, baş dönmesi ve bayılma, öne eğilmek gibi belirtilerden birden fazlası varsa doktoruna başvurması gerekmektedir.
Tüm Dünyada 10 milyon, ülkemizde 100.000 civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 10.000 civarında hastaya teşhis konulmaktadır.
Parkinson hastalığında tedavi ilaçlarla yapılır. Seyrek olarak ilaçlar yetersiz kaldığında veya ileri evredeki hastalarda cerrahi yöntemlere de başvurulmaktadır. Parkinson hastalığında tedavi seçiminde hastanın bulunduğu yaş, belirtilen ağırlık derecesi en fazla rahatsızlık yaratan belirtinin türü veya hastanın günlük işlerini kısıtlama derecesi göz önüne alınır.
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ali Rıza ALTUNSOY yaptığı açıklamada" Parkinson hastalığında yaşam kalitesi; iyi tıbbi tedavi yanında aile desteği, hastanın inancı, gayreti ve isteği ile en iyi düzeyde tutulabileceğini belirtmiştir.
